Monokoryonik ikizlerin (tek yumurta ikizi) takibi nasıl yapılmalıdır?
28.04.2017
Kan grubu uyuşmazlığı nedir?
28.04.2017

Preeklampsi ve gebeliğe bağlı hipertansiyon nedir?

Gebeliklerin % 7-10’unda tansiyon yüksekliği görülür. Bunların %30’u daha önceden var olan, %70’i gebelikte ortaya çıkan hipertansiyondur. Preeklampsi 20. gebelik haftasından sonra tansiyonun 140/90 veya üzerinde olması, idrarda protein kaçağı ve ödem karakterize bir sendromdur. Daha çok ilk hamilelikte görülür. Kronik hipertansiyon, diyabet, böbrek ve diğer damarsal hastalıkları olan hastalarda, anne yaşının 35’in üzerinde olduğu durumlarda, çoğul gebeliklerde, kendisi veya ailesinde daha önce  preeklampsi hikayesi olanlarda ve mol gebelikte görülme sıklığı artar. Daha önceden hipertansiyonu olan hastalarda bu sendrom gelişirse çok daha tehlikeli olur. Tansiyon çok yükselir ve idrarda protein atımı artar.

Sağlıklı bir gebelikte idrardaki protein miktarı diğer zamanlara oranla artmaktadır, ancak 24 saatte toplanmış idrarda 300 mg’dan daha fazla protein saptanması anormal bir bulgudur. İdrarda protein atımında artış olmaksızın sadece tansiyon yüksekliği saptanırsa ‘gestasyonel hipertansiyon’ olarak adlandırılır.  Ödem normal bir hamilelikte ayaklarda görülür. Ödemin el ve yüzde görülme durumu anormal bir bulgudur. Ancak preeklapmsinin %30’unda ödem görülmez.

Preeklampsi hem bebek hem de anne için çok tehlikeli bir hastalıktır. Rahimi besleyen damarlarda yeterince genişleme olmaması nedeniyle ortaya çıkar. Tansiyon yükselmesi ve damarlarda kasılma nedeniyle göz, böbrek, karaciğer, beyin gibi organlar etkilenir. Kan hacmi normal gebelikte beklendiği kadar artamaz, kalp yetmezliği ve akciğer ödemi gelişebilir. Retina ayrılması nedeniyle görme kaybı olabilir. Böbrek fonksiyonları etkilenebilir. %10 oranında ‘HELLP’ sendromu gelişebilir. Bu sendrom eritrositlerin (alyuvar) damarlarda parçalanması, karaciğer enzimlerinin yükselmesi ve trombosit adındaki kanda pıhtılaşmaya sağlayan hücrelerin azalması ile karakterizedir. Sonuç olarak kanda pıhtılaşma olmaması nedeniyle doğum esnasında kanama ve  karaciğer kapsülü altında kanama (subkapsüler hematom) görülebilir. Bebekte beklenen etkiler ise büyüme kısıtlılığı, plasentanın erken ayrılması, anne karnında ölüm, amnios sıvısının azalması ve erken doğumdur.

Preeklampsinin %3’ünde ‘eklampsi’ meydana gelir. Beyinde meydana gelen değişiklikler nedeniyle epilepside olduğu gibi tüm vücutta kasılmaların ve bilinç kaybının olduğu bir nöbettir (konvulsiyon). Genellikle doğumdan önce ve doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde görülür. İlk belirtileri baş ve karın ağrısı ile gözdeki şimşek çakmalarıdır. Eklampsiden sonra beyin kanaması, koma, ölüm ve bebeğin kalp atımında yavaşlama görülebilir.

Preeklampsinin esas tedavisi doğumdur. Gebelik haftası ve hastalığın şiddetine göre karar vermek gerekir. Tansiyon 160/110’nun altında olup, karaciğer ve böbrek fonsiyonlarında bozulma olmamışsa, kan sayımı normalse, bebeğin durumu iyiyse doğum acil değildir. Doğum için yakın takip ile 37. gebelik haftasına kadar beklenebilir. Durumda ağırlaşma olursa veya 160/110 ve üzerinde tansiyon, bebekte büyüme geriliği, amnios sıvı miktarında azalma görülürse hastaneye yatış yapılır. 34. gebelik haftasından önce ise eklampsiyi önlemek için magnezyum verilir, tansiyonu düşürmek için ilaç başlanır. Erken doğum ihtimaline karşı bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak için ilaç uygulanır. Anne ve bebeğin durumuna göre 34. gebelik haftasına kadar doğum ertelenmeye çalışılır. 34. gebelik haftasından sonra veya herhangi bir gebelik haftasında eklampsi ya da HELLP sendromu gelişirse acilen doğum yaptırılır. Doğum şekli duruma göre sezeryan veya normal doğum şeklinde olabilir. Doğumdan sonra tansiyon kendiliğinden düzelir. Preeklampsi daha sonraki hamileliklerin 1/3’ünde tekrarlar.

BİZ SİZİ ARAYALIM


    , //]]>