Hamilelikte egzersiz yapılabilir mi?
28.04.2017
Kromozom hastalıkları nedir? Tanı nasıl koyulur?
28.04.2017

Hamilelikte sıkça karşılaşılan sorunlar nelerdir?

Bulantı ve kusma (hiperemezis gravidarum) 

Gebeliğin 16. haftasına kadar kadınların yarısından çoğunda bulantı ve kusma görülür. Anti-emetik (bulantı önleyici) ilaçların yanı sıra, az ve sık yemek, acı, baharatlı, yağlı yiyeceklerden uzak durmak bulantıyı hafifletir. Ayva, beyaz leblebi ve tuzlu kraker yemek de iyi gelir. Bulantı ve kusma aşırı olup kilo kaybına, sıvı eksikliğine ve uzun süreli açlığa yol açıyorsa buna ‘hiperemezis gravidarum’ adı verilir. Bu durumda karaciğer ve böbrek fonksiyonları de etkilenebilir. Yüksek seviyedeki beta hCG ve östrojen nedeniyle meydana gelir. Mol gebelik ve çoğul gebeliklerde daha sık görülmesinin nedeni budur. Bu hastaları hastaneye yatırıp sıvı ve elektrolit açığını tamamlamak, damar yoluyla anti-emetik ilaçlar verilmelidir. Bu hastaların dörtte birinde hastaneye tekrar yatış gerekir.

 

Gebelikte diş hastalıkları

Hamilelikte diş çekimi, dolgu gibi tedavilerin yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Çene cerrahisi gibi daha büyük müdahaleler için en iyi zaman 14-28. gebelik haftalarıdır. Mümkünse doğuma kadar ertelenmelidir.

Gebeliğin ikinci ayından itibaren artan östrojen ve progesteron nedeniyle diş etinde iltihaplanma ve kanama ortaya çıkabilir. İyi bir bakım ve C vitamini desteği gerekir. Ayrıca granüloma gravidarum denen kanamalı bir kitle de oluşabilir. Ağız hijyeni iyi olmayanlarda dişeti iltahabı nedeniyle gelişir. Hamilelikte giderek büyür, ancak sonrasında kaybolur.

Hamilelikte tükürük salgısının artması normaldir.

 

Varis ve hemoroid (bağsur)

Hamilelik sürecinin varis oluşumunu arttırıcı etkisi vardır. Nedeni kilo alımı, hareketsizlik ve büyüyen karnın toplardamarlara baskısı nedeniyle toplardamarlarda kan akımının zorlaşmasıdır. Bacakların alt kısmında ağrıya neden olabilir. Uzun süre ayakta sabit kalmamalı, otururken ayaklar yükseltilerek bacaklar düz tutulmalıdır. Varis çorapları da faydalıdır.

Gebelikte kabızlık ve damarlara olan baskı nedeniyle hemoroid de artar. Kabızlık önlenmelidir. Hamilelikten sonra geriler.

 

Bel ve kasık ağrısı

Gebelerin yarısından çoğunda bel sğrısı şikayeti görülür. Nedeni kilo alma ve karnın büyümesi nedeniyle ağırlık merkezinin geriye doğru yer değiştirmesidir. Topuklu ayakkabı giyilmemeli ve yere belden değil dizlerden bükerek eğilmelidir. Otururken yastıkla sırtı desteklemek de faydalı olur. Pilates gibi egzersizlerle sırt kaslarını güçlendirmek gerekir. Şiddetli ağrılar için ortapedi muayenesi gerekir.

Rahim büyümesi esnasında bağların gerilmesi nedeniyle kasıklarda batıcı tarzda ani ağrı hissedilir. Sağ tarafta daha çok görülür. Ağrı kesici ile ağrı giderilebilir.

 

Mide yanması (reflü) 

Rahimin büyümesi nedeniyle midenin sıkışıp yukarıya kayması ve yemek borusu-mide arasındaki kasların gevşemesi nedeniyle mide sıvısı yemek borusuna çıkar. Bu da göğüste yanma şikayetine neden olur. Tedavide reflü önleyici şuruplar kullanılır.

 

Sık idrara çıkma

İlk üç ayda rahimin büyüyüp mesaneye baskı yapması, son aylarda ise başın aşağıya doğru inmesi nedeniyle idrara çıkma ihtiyacı sıklaşır. Ancak bunun dışındaki durumlarda ve idrar yaparken yanma şikayeti varlığında idrar tahlili yapmak gerekir. İdrar yolu enfeksiyonu erken doğumu tetikleyebilir. Bu nedenle en kısa zamanda tedavi edilmelidir.

 

Vajinal akıntı

Östrojen artışına bağlı rahim ağzındaki bezlerden salgılanan mukusun artması ile gebelik boyunca sarı-beyaz bir akıntı olur. Ayrıca hormonal değişim nedeniyle mantar enfeksiyonu da sık görülür. Kaşıntı ve yanmaya neden olduğunda tedavi edilmelidir. Tedavi sonrasında genellikle tekrarlar. Bunun hariçinde yeşil ve kokulu akıntılar farkedildiğinde tedavi edilmelidir. Bu tip enfeksiyonların düşük ve erken doğuma neden olduğu düşünülmektedir.

 

Vajinal kanama 

Vajinal kanamaları erken ve geç dönem olmak üzere ikiye ayırabiliriz. 20. gebelik haftasının altındaki kanamaların genellikle nedeni düşük ve düşük tehtididi veya dış gebeliktir. Gebeliğin sonraki dönemlerinde olan kanamaların nedenleri şunlardır:

  • Plasenta previa: Plasentanın (eş) normalden daha aşağıda rahim ağzına doğru yerleşmesidir. Tamamen rahim ağzı açıklığını kaplayabileceği gibi, açıklığı hiç kapatmayan hafif formları da vardır. 1/200 oranında görülür. İlerleyen haftalarda rahimin büyümesi ile plasenta yukarıya kayıp normal pozisyona gelebilir. İleri yaş, çok doğum yapmış olmak, çoğul gebelik, geçirilmiş sezeryan ameliyatları, sigara kullanımı ve myom risk faktörleridr. Ağrısız vajinal kanama genellikle ilk bulgusudur. Kesin tanı için vajinal yollla yapılan ultrasondan yararlanılır. Elle vajinal muayene kesinlikle yapılmamalıdır.

Kanamanın başlamasının nedeni rahim kasılmasıdır. Bu nedenle 34. haftadan küçük gebeliklerde, anne ve bebeğin durumu tehlikede değilse, kanama çok şiddetli değilse, erken doğumu önlemek için kullanılan ilaçlar başlanır. Akciğer gelişimini hızlandırmak için steroid,  Rh uyuşmazlığı olanlara anti-D immunoglobulin uygulanmalıdır. 34. gebelik haftasından büyükse ve kanama durdurulamazsa sezeryan ile doğum yaptırılır.

Plasentanın aşağıda olması nedeniyle özellikle daha önce sezeryan geçirmişlerde rahime yapışıklıklar görülebilir (plasenra acreata). Bu durum plasenta previanın %7’sinde görülür. Plasenta ayrılmaya çalışılırsa şiddetli kanama olur, bu durumda acil ameliyat gerekir. Kanama durdurulamazsa ve plasenta çıkarılamazsa rahimi almak gerekebilir.

Ayrıca plasenta previada rahimin alt kısımlarının yetersiz kasılması nedeniyle doğum sonrasında kanama da görülebilir.

  • Ablasyo plasenta (dekolman): Doğumdan önce plasentanın rahimden ayrılmasıdır. Bazı durumlarda kan plasenta ve rahim iç duvarı arasında birikerek gizli kanamaya yol açar. Bu kanama plasentanın daha da çok ayrılmasına yol açar. Görülme sıklığı 1/200’dür. Başlıca nedenleri hipertansiyon, travma, sigara kullanımı, myom ve çoğul gebeliktir. Rahim kasılmıştır. Vajinal kanama ve karın ağrısı olur. %10 oranında bebek kaybedilir. Annede DİC denen pıhtılaşma bozukluğu ve tedavide geç kalındığında akut böbrek yetmezliği görülebilir.

Tedavisi doğumdur. Acil sezeryan yapılmalıdır. Ancak yaşam sınırının altındaki haftalarda ve bebeğin ölü olduğu durumlarda normal doğum tercih edilir. Hastaya bol miktarda sıvı, kan ve taze donmuş plazma verilmelidir. Sıklıkla hipertansiyon eşlik ettiği için ayrıca onun tedavisi de yapılmalıdır.

  • Vasa previa: Çok nadir bir durumdur. Göbek kordonunun plasentaya girmeden amnios kesesinin zarları arasında seyretmesi halinde, bu damarların rahim ağzının üzerinden geçmesine ‘vasa previa’ adı verilir. Aminos kesesi açıldığında yırtılan zarlar damarları da içerirse ani kanama başlar. Doğum hemen gerçekleşmezse bebek kaybedilir.
  • Dilatasyon kanaması: Doğum eyleminin başlangıcında rahim ağzı genişlediğinde rahim ağzındaki damarlarda az miktarda kanama meydana gelir. Normal bir durumdur. Yukarıda sayılan nedenlerin dışlanması ve rahim kasılmalarının saptanması ile tanı koyulur.

 

Gebelikte ilaç kullanımı 

Birçok ilaç hamilelik döneminde güvenle kullanılabilir. Zararlı olduğu bilinen bazı ilaçlar için de kullanımlarına kar zarar dengesine göre karar verilir. Bu tip ilaçlar anomali (sakatlık) riskini sadece %1-2 oranında arttırırlar. Bu nedenle duruma göre kullanılabililer. Bitkisel ilaçlar çok masum gibi görülse de maddelerin miktarı ve içerikleri tam olarak bilinemediğinden zararları araştırılamamıştır, bu nedenle hamilelikte bu tip şeylerden uzak durmakta fayda vardır.

İlaçlar son adet tarihinden itibaren ilk bir ayda kullanıldıklarında ‘ya hep ya hiç kuralı geçerlidir’. Buna göre bebek zarar görmüşse rahime yerleşemez ve düşük gerçekleşir. En tehlikeli dönem organların oluştuğu son adetten sonra 31-71. günler arasıdır. Bu dönemde mümkün olduğunca ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Ancak sigara, alkol gibi bazı maddelerin hamilelik boyunca zararlı etkileri devam eder.

FDA (Food and Drug Administration) ilaçları 5 kategoriye ayırmıltır:

Kategori A: İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda bebek için riskin olmadığı kanıtlanmış ilaçlardır. (Örn: vitaminler)

Kategori B: Hayvan deneylerinde bebek için riskin olmadığı ispatlanmış ancak insanlar üzerinde çalışma yapılmamış ilaçlardır. Hamilelikte kullanılan ilaçların birçoğu bu kategoridedir. (Örn: penisilin)

Kategori C: Hayvan ve insanlar üzerinde yapılmış çalışma yoktur veya hayvanlar üzerinde kötü etki saptanmıştır, ancak insanlar üzerindeki kötü etkileri bilinmemektedir. Hamilelikte kullanılan bazı ilaçlar bu kategoridedir.

Kategori D: Bebek için risk vardır, ancak faydası zararından daha baskın çıkmaktadır. (Örrn: Karbamezepin, fenitoin gibi antiepileptik ilaçlar)

Kategori X: Bebek için risklerin faydasından daha baskın olduğu ilaçlardır. Kesinlikle kullanılmamalıdır. (Örn: Akne için kullanılan isotretionin)

 

Bilinen teratojenler (sakatlığa yol açan maddeler):

  1. Kokain ve benzeri ilaçlar: Ölü doğum, ablasyo plasenta (plasentanın erken ayrılması), beyin, barsak, kalp ve boşaltım sisteminde hastalıklara yol açar.
  2. Sigara: Bebeğin büyümesine direk etkisi vardır. Büyüme kısıtlılığı riskini 2.5 kat arttırır. Ayrıca düşük, erken doğum, plasental anomalilere yol açar.
  3. Alkol:  Büyüme kısıtlılığı ve yüz, beyin ve kalp hastalıklarıyla karakterize ‘fetal alkol sendromu’na yol açar. Hangi miktarın altındaki alkol kullamının güvenli olduğu bilinmemektedir.
  4. Epilepsi ilaçları: Karbamezepin ve fenitoin yüz, beyin, kol ve bacaklarda anomalilere ve zeka geriliğine neden olurlar. Valproik asid nöral tüp defektlerini (omurgada  açıklık) 20 kat artıırır.  Bu nedenle gebelikte yeterli olduğu takdirde sadece bir ilaç kullanılmalı, hamilelikten önce başlayarak güne 4 mg folik asid içilmelidir.
  5. Warfarin (coumadin): 1/6 oranında düşük ve ölü doğuma yol açar ve birçok anomaliye neden olur. Bu nedenle hamilelikte bazı özel durumlar dışında bu ilaç yerine heparin kullanılır.
  6. ACE inhibitörleri: Yaygın olarak kullanılan bir tansiyon ilacıdır. İlk üç aylık dönemden sonra bebeğin böbreklerinde ve kafatasında anormalliklere ve büyüme kısıtlılığına yol açar.
  7. Retinoidler: Akne için kullanılan isotretionin (Accutane)  ve sedef hastalığı için kullanılan etretinate (Tegison)  oldukça teratojendir. Uzun süreli etkisi olduğun için etretnate’dan iki yıl sonraya kadar hamile kalınmamalıdır. Akne için kullanılan tretionin (Retin-A) jel ciltten emilmediği için zararsızdır.
  8. Kemoterapi ilaçları:  Çok teratojendirler. Anomali riski ilk 3 ayda yüksek olduğundan dolayı zorunlu hallerde ilk 3 aydan sonra kullanılabilirler.
  9. Hormonlar: Hamilelik esnasında doğum kontrol hapının yanlışlıkla kullanılmış olmasının bebek üzerinde herhangi bir zararlı etkisi yoktur. Danazol gibi testosteron içerikli ilaçlar ve tüylenme için verilen ilaçlar bebeğin cinsiyet gelişiminde anormalliklere neden olur.

 

 Gebelikte görüntüleme yöntemleri

Hamile olduğunu bilmeden röntgen çektirmiş kadınlar büyük endişe duyarlar. Ancak tek bir film ile anomali oluşma riski yoktur. Bebeğin maruz kadığı X-ışını 5 rad’ın altında olduğu sürece zararlı bir etki beklenmez. Akciğer filmi sadece 0.07 mrad, karın filmi 100 mrad’dır. Sadece intravenöz pyelografi ve baryum grafi gibi seri olarak çekilen filmler 1 rad’ın üzerindedir. Birden fazla röntgen çekildiği durumlarda doz hesaplanarak riskli olup olmadığı belirlenir. BT’nin çalışma prensibi röntgen gibi olduğu için aynı şey söz konusudur. Bebeğin maruz kaldığı X-ışını göğüs ve kranyel BT’de  0.1 rad’dan düşük iken batın BT’de 2 rad civarıdır. Röntgen ve BT, tanı için gerekli görüldüğü durumlarda kurşun yelek giydirilerek çekilebilir.

Ultrason güvenli bir görüntüleme yöntemidir. Doppler ultrasonun termal etkisi olduğu için belli bir sürenin üzerinde uygulandığı zaman zararlı etkisi olabilir.

MR’ın bilinen zararlı etkisi yoktur.

Nükleer radyolojik incelemelerde radyoizotopun özelliklerine göre bebeğin maruz kaldığı doz hesaplanır. Radyoiodine ile tiroid hastalıklarının tedavisi bebeğe zararlıdır, bu nedenle gebelikte uygulanmaz.

 

Gebelikte ameliyat

Erken dönemde yapıldığında anestezik ilaçlar nedeniyle yapısal anomali oluşumu, son 3 ayda yapıldığında erken doğum riski mevcuttur. Bu nedenle en iyi zamanlama 14-28. gebelik haftalarıdır. Doğum sonrasına kadar ertelenemeyecek ama çok da acil olmayan ameliyatlar bu dönemde yapılır. Ancak appendisit, trafik kazası gibi acil durumlarda hemen ameliyat yapılır.

 

BİZ SİZİ ARAYALIM


    , //]]>